3 Nisan 2010 Cumartesi

Yanık umut kokusu


...SİN/SEN


adını yazdığım masa kadar olsun
dilime türkü edemediğimsin sen
kuşatan sevdan acıtır bir o kadar
bir adım öteye gidemediğimsin sen

kavuşsam gün demeden gece demeden
yorulsam her an yolunu beklemekten
kesilip nefesim, yemeden içmeden
yüzünün hüznüne kıyamadığımsın sen

içim ürperir elini tuttukça ellerim
şaşırıp sözünü tutulur hep dillerim
gelir elbet der, deli gönlüm eylerim
arayıp izini, tozunu bulamadığımsın sen

uyuyup dizlerinin dibinde bazen arasıra
sığmadı bu sevgi ne aya ne yıla ne asıra
çıkmaz sokaklar içinde şu aklım şaşıra
doluya sığmayıp, boşa koyamadığımsın sen

gözünde yaşı bir türlü dindiremediğim
kokunu doyasıya içime sindiremediğim
çok sevsem de bir türlü bildiremediğim
kavuştukça daha çok doyamadığımsın sen...


3 yorum:

beenmaya dedi ki...

şiir okumuş gibi değil de bir aşık'ın sazından dökülen notaları, yanık sesinden kelimeleri dinlemiş gibi oldum...

Erkan BAL dedi ki...

@beenmaya: bir sazım olsun isterdim.

Zeynep dedi ki...

şiir bahçenize hüzünler yağmış yine..

Related Posts Widget for Blogs by LinkWithin