6 Şubat 2010 Cumartesi

Ceylana 1000 Mektup - 4 -

IV

anlaşılabilir bilirim,
esen her deli rüzgar
dokunabildiğini dalgalandırmak ister
ancak neden düşüme girer bilmem

saçlarının bir telinden koskoca evren
dokunduğumda bilmem neden
kocaman bir dünyayı görürüm
bir yudum suya uzanan avuçlarımda

"esip gelen, her ılık rüzgar
neden tenimi bir öncekinden daha derin yakar"

neden titretir öpüşlerin
ve neden yangınlarda ben, üşüyüp irkilirim

yangını söndürmek için
karşı dağlarda bir ateş yakarlar
ateşe ateş eş, kardeşse eğer
neden bir dudağın ateşini bir diğeri söndürmesin

söndürmek mi yandırmak mı
bulmacamın eksik kelime ne
beni sana kandırmak mı?

kalbine güvenmişim
adımı duyar da
çığlık çığlık sever diye sevgili
kendini şair sansın denilen adam
kollarıyla kuşatır bir evreni

kolay mıdır kuşatmak bir yüreği
kör, topal kelimeden askerlerle
yüreği kuşatacak eller şefkatli
yüreği kuşatacak kollar sevgili
ve dokunacak yürek mangal gibi olmalı

mangal nasıl bir ateşin simgesi
ateş nasıl bir heyecanın alevi
ve dokunmak ateşe ellerinle
sende nasıl bir isyan türküsü

özgürlük nasıl bir eylem türü
teninde insanın
yağmur iplik iplik yağınca mı güzel
yoksa ıslanmak daha mı sağanak

deli bir çağlayan coşar bu gece
dalgalanır su dalgalanır deniz
dalgalanır da deli yürek
dolup taşacağı bendini arar

çölde kaybolmuşçasına sessiz
sesim çıksa sanki kıyamet kopacak
bir çocuk bekler tenimde ölümü
izbe ve karanlık sokaklarında hayatın

sensiz karanlık her gün,
hüznüm senime muhtaç
bir ışık
yürekli bir ışık lütfen...

Hiç yorum yok:

Related Posts Widget for Blogs by LinkWithin